2019’da vizyona girdiğinde, Joker, R-Rated (18+) olmasına rağmen 1 milyar doları aşan hasılatı, kazandığı iki Oscar ve yarattığı küresel tartışmalarla bir sinema olayına dönüşmüştü. Todd Phillips’in yönettiği, Joaquin Phoenix’in efsaneleştirdiği bu karakterin devam filmi Joker: Folie à Deux‘nun da benzer bir başarıya imza atması, sektördeki herkes için adeta banko bir tahmindi. Ancak Hollywood şokta: Film, açılış haftasında sadece 37.8 milyon dolar gibi inanılmaz derecede düşük bir hasılat yaparak, son yılların en büyük ve en beklenmedik gişe fiyaskolarından biri oldu.
Peki, kağıt üzerinde “garanti hit” olarak görülen bu proje, nasıl oldu da bu kadar büyük bir felakete dönüştü? İşte o tarihi çakılışın ve stüdyonun kâbusa dönen rüyasının arkasındaki 5 temel neden.
1. Seyirciden ve Eleştirmenlerden Gelen Acımasız Reddiye
Bir filmin gişedeki kaderini belirleyen en önemli şey, ilk hafta sonunda aldığı tepkilerdir. Joker: Folie à Deux, bu sınavdan sadece başarısız olmakla kalmadı, adeta tarihi bir hezimet yaşadı. Sorun, sadece “bazıları beğenmedi” seviyesinde değil; hem eleştirmenler hem de para verip sinemaya giden seyirciler, filmden büyük ölçüde nefret etti. İncelemelerin toplandığı Rotten Tomatoes sitesinde, filmin eleştirmen notu %33 gibi korkunç bir seviyedeyken, seyirci puanı daha da düşük bir oranla, %31’de kaldı. Bu rakamlar, Madame Web veya Morbius gibi son yılların en çok alay edilen çizgi roman filmlerinin bile yanına yaklaşamadığı bir düşüşü işaret ediyor.
Ancak asıl ölümcül darbe, sinemadan çıkan gerçek seyircilerin filme anında verdiği not olan CinemaScore’dan geldi: “D”. Bu, büyük bir stüdyonun çizgi roman filmi için tarihteki en kötü not. CinemaScore’da alınan bir “D”, filmin ağızdan ağıza pazarlamasının sadece kötü değil, düşmanca olacağı anlamına gelir. Yani insanlar arkadaşlarını sadece gitmemeleri konusunda uyarmayacak, aynı zamanda gitmelerini aktif olarak engellemeye çalışacaktır. Bu, bir blockbuster için adeta zehirli bir fısıltı yayılması gibidir. Elbette filmi sevenler de oldu; örneğin /Film’den Bill Bria, 10 üzerinden 8 verdiği incelemesinde filmi “yılın en sürükleyici çizgi roman filmi” olarak adlandırdı. Ancak bu tek tük olumlu sesler, genel nefret korosunun içinde kaybolup gitti.
2. Aradan Geçen Çok Uzun Zaman
İlk Joker filmi, 5 yıl önce vizyona girdi. O dönemde, dünyanın içinde bulunduğu sosyal ve politik atmosferle rezonansa giren, o “tehlikeli film” hissiyle bir kültür olayına dönüşmüştü. Ancak aradan geçen beş yılda, o ateş söndü. İdeal bir dünyada bu devam filminin en geç 2022’de vizyona girmesi gerekirdi. Ancak ilk filmin bir devam filmi planı olmadan çekilmiş olması, araya giren pandemi ve Hollywood’u aylarca durduran 2023 grevleri, bu süreyi 5 yıla uzattı. Bu süre zarfında hem dünya değişti hem de seyircinin o ilk filmle kurduğu anlık ve güçlü bağ zayıfladı. Film, ait olduğu “an”ı kaçırmıştı.
3. Çizgi Roman Sinemasının Altın Çağı Bitti
Beş yıl önce, 2019’da, çizgi roman filmleri adeta yenilmezdi. Marvel ve DC ne yapsa iş yapıyordu; Venom kötü eleştirilere rağmen 856 milyon dolar, Aquaman ise 1.15 milyar dolar hasılat yapmıştı. Bugün ise durum çok farklı. Seyirci, artık “mutlaka görülmesi gereken” bir olay olmadığı sürece her çizgi roman uyarlamasına koşa koşa gitmiyor. DC’nin Black Adam, Shazam! 2, The Flash gibi üst üste yaşadığı fiyaskolar ve Marvel’ın The Marvels gibi hayal kırıklıkları, bu türün artık “garanti” olmadığını kanıtladı. Joker 2, bu yorgun ve seçici pazarın son kurbanı oldu. Artık sadece markanın ismi, bilet satmaya yetmiyordu.
4. Akıl Almaz Derecede Yüksek Bütçe
İlk Joker filminin dehası, sadece hikayesinde değil, bütçesindeydi. Warner Bros., bu karanlık ve riskli R-Rated drama için sadece 60 milyon dolarlık akıllıca bir bütçe ayırmıştı. Bu, filmin 1 milyar doları aştığında devasa bir kâr elde etmesini sağladı. Ancak devam filminde bu finansal disiplin tamamen unutuldu. Joaquin Phoenix ve yönetmen Todd Phillips’in haklı olarak artan maaşları ve kadroya katılan Lady Gaga’nın maliyetiyle birlikte, filmin bütçesi inanılmaz bir şekilde 200 milyon dolara fırladı. Bu, filmi neredeyse bir Avengers filmiyle aynı maliyet seviyesine getirdi ve kâr etmesini imkansız hale getirdi. İlk filmi özel kılan “riskli ama mütevazı” olma özelliği, yerini Hollywood’un o meşhur “daha büyük daha iyidir” yanılgısına bırakmıştı.
5. Kimse İçin Çekilmemiş Bir Devam Filmi
Belki de en önemli neden bu. Yönetmen Todd Phillips, ilk filmi seven seyircinin beklediği o sert, gerçekçi ve Scorsese tarzı psikolojik gerilim yerine, bir “jukebox müzikali” çekmeye karar verdi. Bu radikal ve cüretkar karar, hem ilk filmin o karanlık atmosferini seven hayranları yabancılaştırdı hem de bir müzikalden beklenen coşkuyu ve eğlenceyi sunamayarak müzikal severleri yakalayamadı. Ortaya, ne o kitleye ne de bu kitleye hitap eden, adeta “hiç kimse için” çekilmemiş, arafta kalmış bir film çıktı. Warner Bros., ilk filmdeki gibi hesaplanmış bir sanatsal risk almak yerine, bu kez seyircisini tamamen hiçe sayan, pervasız bir kumar oynadı ve kaybetti.
