Hollywood bir kumar masasıdır. Bazen ortaya devasa bir bütçe sürersiniz ve karşılığında bir Avatar veya Avengers gelir; bazen de o yatırdığınız yüz milyonlarca dolar, sinema tarihinin en büyük fiyaskolarından birine dönüşerek buhar olur. Her şeyin parayla ölçüldüğü bu endüstride, büyük risk her zaman büyük kazanç anlamına gelmez. Kötü pazarlama, skandallar, değişen seyirci zevkleri veya sadece saf şanssızlık, en parlak projeleri bile birer enkaza çevirebilir.
İşte karşınızda, pazarlama maliyetleri de dahil edilip enflasyona göre ayarlandığında, stüdyolarına en çok para kaybettirmiş, Hollywood tarihinin en büyük gişe bombaları.
1. John Carter (2012) – Zarar: 256 Milyon Dolar
Gişe fiyaskolarının o meşhur, kötü şöhretli kralı. Aslında her şey kağıt üzerinde harikaydı: Star Wars’tan Avatar’a kadar sayısız esere ilham vermiş bir roman serisi ve Pixar’da WALL-E gibi bir başyapıta imza atmış dahi bir yönetmen, Andrew Stanton. Peki ne yanlış gitti? Neredeyse her şey. Disney, Mars Needs Moms filminin fiyaskosundan o kadar korktu ki, filmin orijinal adı olan John Carter of Mars’taki “Mars” kelimesini attı. Sonuçta ortaya, ne anlattığı belirsiz, jenerik bir isim çıktı. Pazarlama kampanyası, filmin zengin bilim kurgu ve fantezi dünyasını anlatmak yerine, onu ruhsuz bir CGI aksiyonu gibi sundu. Ironik bir şekilde, ilham verdiği filmlerin kötü bir kopyası gibi pazarlandı ve gişede tarihin en büyük yarasını aldı.

2. The Lone Ranger (Maskeli Süvari) (2013) – Zarar: 250 Milyon Dolar
Disney, Karayip Korsanları serisindeki yönetmen Gore Verbinski ve yıldız Johnny Depp formülünün her türde işleyeceğini sandı. Yanılıyordu. Klasik bir Western kahramanını modern izleyiciye yeniden anlatma çabası, hem tonunu bir türlü bulamayan (ciddi bir Western mi, absürt bir komedi mi?) bir senaryo hem de Johnny Depp’in canlandırdığı Kızılderili karakteri Tonto’nun “redface” (ırksal basmakalıp) tartışmalarıyla baltalandı. Devasa bütçesi ve set problemleriyle birleşince, Karayip Korsanları’nın başarısını tekrarlama hayali, stüdyo için 250 milyon dolarlık bir kabusa dönüştü.

3. The Marvels (2023) – Zarar: 237 Milyon Dolar
Bir zamanlar dokunduğu her şeyi altına çeviren Marvel Stüdyoları’nın sihrinin bozulduğu an. Bu film, birkaç sorunun aynı anda patladığı bir fırtınaydı. Birincisi, “süper kahraman yorgunluğu” artık gerçekti. İkincisi, filmi tam olarak anlamak için izleyicinin WandaVision, Ms. Marvel ve Captain Marvel’ı izlemiş olması gerekiyordu. Sinemaya gitmek, bir “ev ödevine” dönüşmüştü. Oyuncu grevleri nedeniyle yapılamayan tanıtımlar ve genel bir formül tekrarı hissi de eklenince, Marvel’in en büyük hiti olması beklenen film, en büyük mali hezimeti olarak tarihe geçti.

4. The 13th Warrior (13. Savaşçı) (1999) – Zarar: 243 Milyon Dolar
“Çok fazla aşçı, yemeği bozar” sözünün sinemadaki karşılığı. Bir yanda Die Hard gibi aksiyon klasikleriyle tanınan yönetmen John McTiernan, diğer yanda filmin uyarlandığı romanın da yazarı olan Michael Crichton. İkilinin arasındaki yaratıcı anlaşmazlıklar, filmin defalarca yeniden çekilmesine ve kurgusunun bir canavara dönüşmesine neden oldu. Sonuçta ortaya çıkan film, eleştirmenler tarafından yerden yere vuruldu. Ancak McTiernan’ın çektiği o karanlık, atmosferik ve vahşi Viking sahnelerinin gücü, filmin yıllar sonra bir “kült klasiğe” dönüşmesini sağladı.

5. Mortal Engines (Ölümcül Makineler) (2018) – Zarar: 219 Milyon Dolar
Arkasında Peter Jackson ve Yüzüklerin Efendisi ekibinin olması bile bu projeyi kurtaramadı. Film, Açlık Oyunları ve Uyumsuz gibi serilerin sonrasında, izleyicinin artık “genç-yetişkin distopya” türüne fazlasıyla doyduğu bir zamanda vizyona girdi. Yürüyen şehirler gibi inanılmaz bir görsel konsepte sahip olsa da, karakterlerinin zayıflığı ve hikayesinin yetersizliği, izleyiciyle bağ kurmasını engelledi. Görkemli bir görsel dünya, iyi bir hikaye olmadan bir işe yaramıyordu.

6. Cutthroat Island (Korsanlar Diyarı) (1995) – Zarar: 217 Milyon Dolar
Bu film sadece bir gişe fiyaskosu değil, aynı zamanda bir stüdyonun katilidir. Rambo ve Terminatör 2 gibi hitlere imza atan Carolco Pictures, bu filmin devasa zararının ardından iflas etti. Başrol oyuncusunun son anda projeden ayrılması, sürekli yeniden yazılan senaryo, patlayan setler ve kontrolden çıkan bütçe, filmi daha vizyona girmeden lanetlemişti. Başarısızlığı o kadar büyüktü ki, Hollywood’da “korsan filmleri iş yapmaz” inancını başlattı ve bu lanet, ancak yıllar sonra Karayip Korsanları ile kırılabildi.

7. Sinbad: Legend of the Seven Seas (Sinbad: Yedi Denizler Efsanesi) (2003) – Zarar: 214 Milyon Dolar
Bir devrin sonu. Bu film, DreamWorks stüdyosunun geleneksel 2D el çizimi animasyon türündeki son büyük bütçeli denemesiydi. Pixar’ın üç boyutlu animasyonlarının dünyayı kasıp kavurduğu bir dönemde, karşısına bir de Kayıp Balık Nemo gibi bir dev rakip olarak çıkınca, Sinbad’ın hiç şansı kalmadı. Güzel çizimlerine ve Brad Pitt gibi yıldızlarla dolu seslendirme kadrosuna rağmen gişede kaybolup gitti ve Hollywood’da bir sanat formunun ticari olarak öldüğünü ilan etti.

8. Strange World (Garip Dünya) (2022) – Zarar: 212 Milyon Dolar
Disney’in kendi filmine yaptığı en büyük ihanetlerden biri. Aslında keyifli, yaratıcı ve ilerici mesajlar içeren bu animasyon filminin pazarlaması o kadar zayıf yapıldı ki, pek çok insan böyle bir filmin varlığından bile haberdar olamadı. Stüdyonun, filmin içerdiği eşcinsel karakter nedeniyle bazı pazarlarda tepki çekmekten korktuğu ve bu yüzden filmi adeta “görmezden geldiği” iddia edildi. Sebep ne olursa olsun, sonuç Disney için utanç verici bir fiyaskoydu.

9. The Flash (2023) – Zarar: Yaklaşık 200 Milyon Dolar
Bir filmin vizyona girmeden önce nasıl kendi kendini yok edebileceğinin en net örneği. Yıllarca süren yapım cehennemi, sürekli değişen yönetmenler, başrol oyuncusu Ezra Miller’ın adının karıştığı bitmek bilmeyen skandallar ve “multiverse” yorgunluğu birleşince, ortaya dev bir enkaz çıktı. Stüdyonun “tarihin en iyi süper kahraman filmi” gibi iddialı tanıtımları ise beklentiyi arşa çıkararak filmin gişedeki çakılışını daha da acı verici hale getirdi. Bu, eski DC evreninin son, hırıltılı nefesiydi.

10. Battleship (2012) – Zarar: 205 Milyon Dolar
Hollywood’un “elimizde ne varsa film yapalım” furyasının en absürt ürünlerinden biri. “Amiral Battı” gibi basit bir kutu oyunundan, Transformers tarzı bir uzaylı istilası filmi çıkarma çabası, en başından beri tuhaf bir fikirdi. Gişede, o yıl sinemaları yıkan The Avengers’ın tam karşısına çıkma gibi intihar niteliğindeki bir kararla birleşince, sonuç tam bir hezimet oldu.

