Fantastik bir dizide rol kapmak, bir oyuncu için kariyerini değiştirebilecek bir rüya gibidir: dünya çapında şöhret, sadık bir hayran kitlesi ve finansal güvence… Ancak o büyülü dünyaların parıltılı ekranlarının arkasında, bazen çok daha karmaşık ve insani hikayeler yatar. Yorucu çekim takvimleri, senaryoyla yaşanan yaratıcı anlaşmazlıklar, setteki dramalar, sağlık sorunları veya bazen sadece kişisel prensipler, en sevdiğimiz karakterleri canlandıran oyuncuların, o tatlı rüyadan aniden uyanmasına neden olabilir.
İşte o “keşke hiç gitmeseydi” dediğimiz oyuncuların, popüler fantastik dizilerden ayrılmalarının ardındaki, bazen trajik, bazen prensipli, bazen de çok şaşırtıcı gerçek hikayeler.
Tobias Menzies – Hikayeye Sadakatin Bedeli (Outlander)
Bir oyuncunun bir diziden ayrılmasının en “ideal” yoludur belki de: hikaye öyle gerektirdiği için. Tobias Menzies, Outlander’da hem 20. yüzyıldaki ana karakter Claire’in kocası Frank Randall’ı, hem de 18. yüzyıldaki sadist atası “Black Jack” Randall’ı canlandırarak inanılmaz bir iş çıkardı. Üçüncü sezonda, her iki karakter de kitap serisine uygun olarak hikaye gereği öldü. Menzies, “İki karakter üzerinde de çok çalıştım. Onları farklı kılmak zordu,” diyerek projeye veda etti. Onun ayrılığı, setteki bir dramadan değil, yazarın vizyonuna duyulan saygıdan kaynaklanıyordu.

Once Upon a Time Oyuncuları – Toplu Kaçışın Perde Arkası
Bir dizinin tüm ana kadrosunun aynı anda ayrılması pek sık görülen bir durum değildir. Altı sezon boyunca masal kahramanlarını modern dünyada bir araya getiren Once Upon a Time, tam da bunu yaşadı. Dizinin başrolü Jennifer Morrison (Emma Swan), House ve How I Met Your Mother gibi dizilerle birlikte toplam 13 yıllık o yorucu network televizyonu temposundan bunaldığını ve artık ailesiyle vakit geçirmek istediğini açıklayarak diziden ayrıldı. Onun bu kararının ardından, sadece birkaç gün içinde Rebecca Mader (Zelena), Ginnifer Goodwin (Pamuk Prenses), Josh Dallas (Prens), Emilie de Ravin (Belle) ve Jared Gilmore (Henry) da art arda ayrılıklarını duyurdu. Bu toplu kaçış, yapımcıları 7. sezon için hikayeyi yıllarca ileri sarmak ve yepyeni bir başlangıç yapmak zorunda bıraktı.

Shannen Doherty – “Bu Dizi 12 Yaşındakiler İçin!” (Charmed)
90’ların “kötü kızı” Shannen Doherty, Beverly Hills, 90210’dan olaylı bir şekilde kovulduktan yıllar sonra, yapımcı Aaron Spelling ona Charmed’deki Prue Halliwell rolüyle ikinci bir şans vermişti. Ancak Doherty, üç sezonun ardından diziden kendi isteğiyle ayrıldı. Sebebini ise hiç çekinmeden açıkladı: Diziyi, oyunculuk yeteneklerini sergileyemediği, “12 yaşındakiler için” bir iş olarak görüyordu. “Bir aktör olarak verebileceğim en dürüst performansları sergilediğim anlar oldu,” diyen Doherty, bu anların “Charmed gibi bir dizide olduğu için” hak ettiği değeri görmediğini hissettiğini söyledi.

Nicole Beharie – Hastalık ve Irkçılık İddiaları (Sleepy Hollow)
Sleepy Hollow’un başrolü Abigail Mills’i canlandıran Nicole Beharie’nin ayrılığı, sektörün karanlık yüzünü gösteren en üzücü hikayelerden biridir. Beharie, yıllar sonra yaptığı açıklamada, çekimler sırasında bir erkek rol arkadaşıyla aynı anda hastalandığını, ancak yapımcıların erkek oyuncuya izin verirken kendisine inanmadığını, “gerçekten hasta olup olmadığını kontrol etmek için her gün doktor gönderdiğini” ve çalışmaya zorladığını anlattı. Sağlığı giderek kötüleşen ve otoimmün bir hastalık teşhisi konan oyuncu, daha hafif bir çalışma takvimi talep etse de, yapımcıların onu “harcanabilir” olarak gördüğünü ve diziden bu yüzden kovulduğunu iddia etti. Beharie, “O dizideki tüm siyahi karakterler harcanabilir olarak görüldü ve eninde sonunda gönderildi” diyerek ırkçılık imasında bulundu.

Gillian Anderson – Yaratıcılarına Sadakat (American Gods)
The X-Files’ın efsanevi ajanı Dana Scully, American Gods’ta tanrıça Medya rolüyle harikalar yaratıyordu. Ancak dizinin yaratıcıları Bryan Fuller ve Michael Green, bütçe anlaşmazlıkları nedeniyle stüdyo tarafından kovulunca, Anderson da onlara sadakatini göstererek projeden ayrıldı. Yaratıcı vizyona olan bu saygısı, onun için rolünden daha önemliydi ve bu hareketiyle Hollywood’da nadir görülen bir prensip duruşu sergiledi.

Crystal Reed – “Artık Bir Genci Oynamak İçin Çok Yaşlıyım” (Teen Wolf)
Teen Wolf’ta 17 yaşındaki Allison Argent karakterini canlandırmaya başladığında, Crystal Reed aslında 26 yaşındaydı. Üç sezonun ardından, 30 yaşına yaklaşırken, artık bir genci oynamanın kendisine ve kariyerine haksızlık olduğunu düşündü. “Yaratıcı olarak yapmak istediğim farklı şeyler vardı,” diyen Reed, yapımcılardan karakterinin öldürülmesini istedi ve kariyerinde yeni yollara yelken açmak için diziden ayrıldı.

Luke Grimes – Eşcinsel Rolü Reddetme İddiası (True Blood)
HBO’nun vampir dizisi True Blood’da James Kent karakterini canlandıran Luke Grimes, sadece altı bölüm sonra aniden diziden ayrıldı. Resmi sebep “karakterin yaratıcı yönü” olarak açıklansa da, iddialara göre asıl neden çok daha tartışmalıydı. Grimes’ın, senaristlerin karakteri için planladığı eşcinsel bir ilişkiyi oynamak istemediği için diziyi bıraktığı söylendi. Rol arkadaşı Nelsan Ellis, daha sonra bu durumu “İşini eşcinsel bir rolü oynamak istemediğin için mi bıraktın? Gerçekten mi?” sözleriyle eleştirmişti.

Amber Benson – Bir Klişenin Kurbanı (Buffy the Vampire Slayer)
Willow’un sevgilisi Tara’yı canlandıran Amber Benson’ın karakteri, 6. sezonda aniden öldürüldü. Bu, hikayede “Kara Willow” dönemini başlatmak için planlanmış bir olaydı. Ancak Tara’nın ölümü, o dönemde “Bury Your Gays” (Eşcinselleri Harca) olarak bilinen ve eşcinsel karakterlerin hikayeyi ilerletmek için trajik bir şekilde öldürüldüğü o meşhur TV klişesinin en kötü şöhretli örneği oldu ve büyük bir hayran tepkisi çekti.

Game of Thrones – Tükenmişlik, Sıkılganlık ve Kariyer Planları
Game of Thrones gibi dev bir yapımda oynamak büyük bir şans olsa da, aynı zamanda bir esaretti. Yılın büyük kısmını farklı ülkelerdeki zorlu çekimlerde geçiren birçok oyuncu, başka projelerde yer alamıyordu.
Richard Madden (Robb Stark): Kızıl Düğün’de katledildikten sonra diziden ayrıldığı için “minnettar” olduğunu söyledi, çünkü 5 yılın ardından artık farklı roller oynamak istiyordu.
Natalie Dormer (Margaery Tyrell): Başka bir filmde oynamak için yapımcılardan erken ayrılma izni istedi. Yapımcılar ise “Seni şimdi serbest bırakamayız ama merak etme, çok da uzak olmayan bir gelecekte tamamen serbest kalacaksın” diyerek karakterini 6. sezonda havaya uçurdu.
Ed Skrein (Daario Naharis): İlk Daario olarak sadece üç bölüm oynadıktan sonra yerini Michiel Huisman’a bıraktı. Resmi sebep takvim çakışması olarak gösterilse de, Skrein daha sonra ayrılığının “bundan çok daha politik” olduğunu ima etti.
