Huzurevleri genellikle sakinlik, dinlenme ve belki biraz da briç turnuvalarıyla anılır. Ancak Richard Osman’ın çoksatan romanından uyarlanan ve Netflix‘te yayına giren The Thursday Murder Club‘da, bir grup emekli için durum çok daha farklı. Bu dört kişilik zeki ve meraklı ekip, boş zamanlarını çözülememiş cinayet dosyalarını inceleyerek geçirirken, bir anda kendilerini kanlı canlı bir cinayet vakasının tam ortasında bulur.
Huzurevindeki Dedektifler: Filmin Konusu Ne?
Harry Potter ve Felsefe Taşı’nın efsanevi yönetmeni Chris Columbus’un yönettiği film, bir huzurevinde yaşayan dört arkadaşın hikayesini anlatıyor. Perşembe günleri bir araya gelip eski cinayetleri çözen bu kulüp, gerçek bir cinayet işlendiğinde teoriyi pratiğe dökmek zorunda kalır. Yönetmen Columbus, filmin sadece bir gizem hikayesi olmadığını, aynı zamanda derin bir teması olduğunu belirtiyor: “Elizde, kendi ölümleriyle yüzleşen ama aynı zamanda cinayete ve ölüme takıntılı dört yaşlı insan var. Bu temaya aşık oldum. Komik ama aynı zamanda çok duygusal.”
“Potter’dan Beri Çalıştığım En İyi Kadro”
Filmin bu kadar çok konuşulmasının en büyük sebebi ise, sinema tarihinin en etkileyici kadrolarından birini bir araya getirmesi. Yönetmen Chris Columbus’un “Harry Potter’dan beri çalıştığım en iyi kadro” diye tanımladığı ekip, adeta bir efsaneler geçidi:
- Helen Mirren (Eski casus Elizabeth)
- Pierce Brosnan (Eski sendika aktivisti Ron)
- Ben Kingsley (Eski psikiyatr İbrahim)
- Celia Imrie (Eski hemşire Joyce)
Bu dörtlünün yanı sıra kadroda David Tennant, Jonathan Pryce, Richard E. Grant gibi İngiliz sinemasının dev isimleri de yer alıyor. Hatta filmin yapımcısı olan Amblin Entertainment’ın kurucusu Steven Spielberg’in seti ziyareti sırasında, Raiders of the Lost Ark’taki düşmanı Belloq’u canlandıran eski dostu Paul Freeman ile yeniden bir araya gelmesi gibi tatlı anlar da yaşanmış.
İlham Kaynağı: “Göz Ardı Edilen İnsanlar”
Kitabın yazarı Richard Osman, bu harika fikrin annesinin yaşadığı huzurevindeki sohbetlerden doğduğunu söylüyor. “Bu insanlarla oturup sohbet ettiğinizde, olağanüstü hayatlar yaşadıklarını görüyorsunuz. Harika hikayeler, dedikodular ve bilgelik dinliyorsunuz,” diyen Osman, yaşlı insanların toplum tarafından nasıl “göz ardı edildiğini” ve “hafife alındığını” fark etmiş. İşte bu “görünmezlik” ve hayat tecrübesi, onları bir cinayeti çözmek için mükemmel dedektifler yapıyor.
Esprili diyalogları, zeki gizemi ve efsanevi oyuncularının performanslarıyla The Thursday Murder Club, sadece bir “kim yaptı?” hikayesi değil, aynı zamanda yaş almanın bilgeliğine ve hafife alınan insanların gücüne dair sıcacık bir övgü. Film, şimdi Netflix’te yayında.
