Sinemada afişler ve fragmanlar birer sözleşme gibidir. Bize kimin başrolde olduğunu, nasıl bir hikaye izleyeceğimizi vaat ederler. Ama bazen Hollywood, bu sözleşmeyi yırtıp atmayı sever. Bazen seyirciyi şok edici bir ters köşe ile koltuğuna gömmek için, bazen de sırf daha fazla bilet satmak için, filmin asıl yıldızı hakkında bize kasıtlı olarak yalan söylerler.
İşte afişte gördüğünüz yıldıza aldanıp, salonda bambaşka bir hikayeyle karşılaşmanıza neden olan o 10 unutulmaz “yemleme” taktiği.
1. Psycho (Sapık) (1960)
Bu taktiğin atası, ustası ve başlangıç noktası. Alfred Hitchcock, dönemin en büyük yıldızlarından Janet Leigh’i filmin merkezine koyarak pazarladı. Herkes, onun çaldığı paralarla kaçış hikayesini izleyeceğini sandı. Ta ki filmin ilk yarım saati dolmadan, o meşhur duş sahnesinde Leigh vahşice öldürülene kadar. Asıl kahraman, onu aramaya gelen kardeşi Lila’ydı. Hitchcock, bu sürprizi bozmamak için sinema salonlarına “film başladıktan sonra kimse içeri alınmaz” tabelaları astırmıştı.

2. Scream (Çığlık) (1996)
Wes Craven, Psycho’nun bu dâhiyane fikrine saygı duruşunda bulunarak, 90’ların en popüler genç yıldızı Drew Barrymore’u afişin merkezine koydu. Film, onun o ikonik telefon konuşmasıyla başlar ve sadece 12 dakika sonra, Barrymore’un karakteri Casey Becker vahşice öldürülür. Seyirci şoka girerken, film asıl kahramanımız olan, o zamanlar pek tanınmayan Neve Campbell’in canlandırdığı Sidney Prescott’ın hikayesine geçer.

3. Alien (Yaratık) (1979)
Afişler ve tanıtımlar, Nostromo gemisinin kaptanı Dallas rolündeki Tom Skerritt’i ön plana çıkarıyordu. O dönemde kadronun en tanınmış ismi oydu. Kimse, Broadway tecrübesi olan ama sinemada yeni olan Sigourney Weaver’ın, Ripley karakteriyle sadece hayatta kalmakla kalmayıp, sinema tarihinin en ikonik kahramanlarından birine dönüşeceğini tahmin edemezdi. Alien, bir kahramanın doğuşunu gizleyerek seyirciyi gafil avlamıştı.

4. Godzilla (2014)
Pazarlama hilesinin en bariz örneklerinden. Film, Breaking Bad ile kariyerinin zirvesinde olan Bryan Cranston’ın duygusal performansıyla pazarlandı. Fragmanların neredeyse tamamı onun üzerine kuruluydu. Ancak film başladığında, Cranston’ın karakteri ilk yarım saatte öldü ve hikaye, o zamana kadar pek de ön planda olmayan, filmdeki oğlu Aaron Taylor-Johnson’a geçti. Stüdyo, seyirciyi salona çekmek için en büyük yıldızını yem olarak kullanmıştı.

5. No Country for Old Men (İhtiyarlara Yer Yok) (2007)
Coen Kardeşler, bu taktiği sanatsal bir amaca hizmet etmek için kullandı. Film, Josh Brolin’in canlandırdığı Llewelyn Moss’un bir çanta dolusu para bulmasıyla başlar ve onun kaçış hikayesi gibi görünür. Ancak filmin sonlarına doğru Moss, ekran dışında öldürülür. O anda anlarız ki, filmin asıl kahramanı, bu yeni ve acımasız dünyaya ayak uyduramayan, her şeyin ahlaki çöküşünü izleyen yaşlı şerif Ed Tom Bell’dir (Tommy Lee Jones).

6. Saving Private Ryan (Er Ryan’ı Kurtarmak) (1998)
Matt Damon’ın canlandırdığı Er Ryan, filme adını verir ve afişte Tom Hanks ile birlikte yer alır. Ancak Damon, Good Will Hunting ile yeni şöhret olmuşken, filmde toplamda çok kısa bir süre görünür. Filmin asıl hikayesi, Er Ryan’ı değil, onu kurtarmak için hayatlarını riske atan ve bir bir ölen Yüzbaşı Miller (Tom Hanks) ve ekibinin trajik yolculuğudur.

7. Sicario (2015)
Film, idealist FBI ajanı Kate Macer (Emily Blunt) karakterinin gözünden başlar ve onun ahlaki ikilemlerini takip eder. Ancak filmin son üçte birlik kısmında, hikayenin odağı yavaşça Benicio del Toro’nun canlandırdığı gizemli ve acımasız suikastçı Alejandro’ya kayar. Bu, aslında bir sonraki film olan Sicario: Day of the Soldado’nun tamamen Alejandro üzerine kurulacağının bir habercisidir.

8. Halloween: Resurrection (Cadılar Bayramı: Diriliş) (2002)
Jamie Lee Curtis, Halloween H20 ile seriye görkemli bir dönüş yapmıştı. Hayranlar, bu devam filminde de onun Michael Myers ile olan mücadelesini izleyeceklerini sandılar. Ancak yapımcılar, Curtis’in ikonik karakteri Laurie Strode’u filmin açılış sahnesinde öldürerek herkesi şok etti ve filmin geri kalanını bir grup kolej öğrencisinin hayatta kalma mücadelesine bıraktı.

9. Barbarian (Barbar) (2022)
Modern bir örnek. Film, Georgina Campbell ve Bill Skarsgård arasında geçen gerilimli bir “yanlış ev kiralama” hikayesi gibi başlar. Seyirci, bu ikilinin bodrumdaki dehşetten kurtulmaya çalışacağını düşünürken, film aniden Skarsgård’ı öldürür ve hikayeye Justin Long’un canlandırdığı bambaşka bir karakteri dahil eder. Bu, filmin tonunu ve yönünü tamamen değiştiren dâhiyane bir hamleydi.

10. Sinners (Günahkarlar) (2025)
Ryan Coogler’ın yönettiği bu kurgusal film, tamamen Michael B. Jordan’ın ikiz kardeşleri canlandırdığı performansıyla pazarlandı. Ancak film başladığında, hikayenin aslında bu kardeşlerin 17 yaşındaki, blues müzisyeni kuzeni Sammie’nin (Miles Caton) gözünden anlatıldığı ortaya çıktı. Stüdyo, ilk filmini çeken genç bir yetenek yerine, Creed ve Black Panther’in dev yıldızını öne çıkararak gişeyi garantilemeye çalışmıştı.

