Netflix’in ana sayfasında gezinirken hep aynı filmlerin ve dizilerin karşınıza çıkmasından sıkıldınız mı? Algoritma, genellikle en popüler olanı öne çıkarırken, pek çok harika film o dijital kütüphanenin tozlu raflarında kaybolup gider. İşte biz de bugün o raflara daldık ve geçen yılın en iyi uluslararası korku filmlerinden biri olan ve 5 Eylül’de sessiz sedasız Netflix Türkiye’ye eklenen bir cevheri çıkardık: Strange Frequencies: Taiwan Killer Hospital.
Influencer’lar Lanetli Hastanede: Filmin Konusu
Filipinler yapımı bu “buluntu film” (found footage) korkusu, hepimizin aşina olduğu ama her zaman iş yapan bir formülü kullanıyor: Bir grup influencer, hakkında sayısız paranormal söylenti olan, terk edilmiş lanetli bir hastaneye canlı yayın yapmak için girer. Amaçları, takipçilerine heyecan dolu bir gece yaşatmaktır. Ancak kısa sürede, hastanenin karanlık koridorlarında yalnız olmadıklarını ve peşlerindeki şeytani gücün sadece bir söylentiden ibaret olmadığını anlarlar.
“Gonjiam”ın Filipinli Kardeşi
Dürüst olalım: Strange Frequencies, türü yeniden icat etmiyor. Hatta, son yılların en iyi buluntu filmlerinden biri olan Güney Kore yapımı Gonjiam: Haunted Asylum‘dan büyük ölçüde ilham alıyor. Film, bunu saklamıyor, hatta karakterler bile çekim hazırlığı yaparken Gonjiam‘a referans veriyor.
Ancak bu bir kopya olmaktan çok, o formülü alıp kendi kültürel dokunuşlarıyla (kara büyü ritüelleri, doppelgänger’lar gibi) zenginleştiren, saygılı bir devam filmi gibi hissettiriyor. Film, lanetli hastanenin ardındaki hikayeyi hızla anlatıp, sizi doğrudan o gerilim ve kaos dolu koridorlara atıyor. Yönetmen Kerwin Go, buluntu film formatını, seyircinin gözlerini sürekli karanlık köşelere, boş koridorlara dikmeye zorlayarak, o “her an bir şey olacak” beklentisini ve gerilimini ustaca kullanıyor.
Neden Gözden Kaçtı?
Filipinler’de yayınlandığı günden beri listelerde bir numara olmasına rağmen, filmin Batı’da ve ülkemizde gözden kaçmasının en büyük sebebi, Filipin sinemasının Güney Kore sineması kadar küresel bir tanınırlığa sahip olmaması. Ancak bu, filmin kalitesinden bir şey eksiltmiyor. Aksine, tanımadığınız yüzlerle izlediğiniz bu dehşet, her şeyi daha da gerçekçi kılıyor.
Eğer Gonjiam‘ı sevdiyseniz, ani sıçratmalardan (jump scare) hoşlanıyorsanız ve sıkı temposuyla sizi bir an bile rahat bırakmayacak, eğlenceli ve saf bir korku filmi arıyorsanız, algoritmayı bir kenara bırakın. Netflix’in arama çubuğuna bu filmin adını yazın ve o lanetli hastanenin koridorlarında kaybolmaya hazır olun.
