2000’li yılların başında sinemayı Gladiator ve Yüzüklerin Efendisi gibi epik filmler kasıp kavururken, Wolfgang Petersen’in yönettiği Truva (Troy), devasa bütçesi ve yıldızlarla dolu kadrosuyla bu akımın en iddialı temsilcilerinden biriydi. Film, tarihi sadakati konusunda eleştirilse de, bugün bile kimsenin itiraz edemediği bir yönü var: Brad Pitt’in canlandırdığı Aşil (Achilles) ile Eric Bana’nın hayat verdiği Hektor arasındaki o nefes kesen, final düellosu. Bu sahne, sadece filmin değil, modern sinema tarihinin de en iyi kılıç dövüşlerinden biri olarak kabul ediliyor. Peki bu unutulmaz an, nasıl bir kaosun ve ironinin içinden doğdu?
Sadece Kılıç Değil: Dövüş Sanatları ve Atletizmin Birleşimi
O dönemde, kılıç ve kalkan dövüşlerini yeniden taze ve heyecan verici kılmak büyük bir sorundu. Truva‘nın dövüş koordinatörleri, bu sorunu aşmak için Aşil ve Hektor’a, daha önce görülmemiş, hibrit bir dövüş stili yarattılar. Bu stilde, klasik kılıç oyunlarından çok daha fazlası vardı:
- Tayland dövüş sanatlarının sertliği.
- Olimpik sprinterlerin ve uzun atlamacıların çevik hareketleri.
- Boksun hamleleri, aldatmacaları ve vuruşları.
- Kung Fu‘dan ilham alan kaçınma ve mızrak kullanma teknikleri.
Özellikle o dönemde pek çok tarihi filmde geri planda kalan mızrağın, hem fırlatılan bir silah hem de bir düello silahı olarak bu kadar etkili kullanılması, sahneye inanılmaz bir gerçekçilik ve dinamizm katmıştı.
Kasırga, Sakatlık ve Gerçek Kan: Prodüksiyon Kabusu
Bu dâhiyane koreografiyi hayata geçirmek ise hiç kolay olmadı. Sahnenin çekimleri, kelimenin tam anlamıyla bir felaketler zinciriyle sürekli ertelendi.
Kasırga Felaketi: Düellonun çekileceği, birebir ölçekte inşa edilmiş o devasa Truva kapıları seti, çekimlerden hemen önce çıkan bir kasırga tarafından paramparça edildi. Prodüksiyon, setin yeniden inşa edilmesi için aylarca durmak zorunda kaldı.
İroninin Böylesi: Tam her şey yeniden hazır olduğunda ise, sinema tarihinin en büyük ironilerinden biri yaşandı. Aşil’i canlandıran Brad Pitt, antrenmanlar sırasında Aşil tendonunu sakatladı! Evet, yanlış duymadınız. Aşil, Aşil tendonundan sakatlanmıştı. Bu inanılmaz tesadüf, çekimleri bir kez daha aylarca erteledi.
Aylar süren bekleyişin ardından, iki oyuncu nihayet o kavurucu sıcağın altında karşı karşıya geldi. Çekimler o kadar yoğun ve gerçekçiydi ki, ikili istemeden de olsa birbirlerine gerçek darbeler indirdi. Eric Bana, birkaç kez mızrağını Pitt’e sertçe vurdu; Pitt ise, tam da Hektor’un burnunun kanaması gereken bir sahnede, yanlışlıkla Bana’nın burnunu kanatarak sahneye beklenmedik bir gerçekçilik kattı.
Film Kafası Yorumu
Perde arkasında yaşanan tüm bu kaos, ertelemeler, gerçek sakatlıklar ve kan, belki de o sahneyi bu kadar güçlü kılan şeydi. Brad Pitt ve Eric Bana’nın yüzündeki o yorgunluk, o öfke ve o acı, sadece birer rol değildi; aylarca süren zorlu bir sürecin, gerçek bir mücadelenin yansımasıydı. Hayatın kendisi, sanatı taklit ederek, o efsanevi düelloyu çok daha gerçek ve unutulmaz kılmıştı.
