Close Menu
    Yeni Eklenenler

    Aslan Kral Efsanesi Devam Ediyor: Yeni Film Yolda mı?

    Gişede Battı, Netflix’te Dirildi: Vin Diesel’den The Last Witch Hunter 2’ye İlk Bakış

    Prison Break Geri Dönüyor Ama Michael Scofield Geri Dönmeyecek

    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Film ve Dizi Haberleri, Anime ve TV Gündemi | Film Kafası
    SUBSCRIBE
    • Ana Sayfa
    • Filmler
    • Diziler
    • Anime
    • Fragman TV
    • Kafa Listeler
    • Kulis
    • Televizyon
    • Diğerleri
      • Biyoportre
      • Derin Kafa
      • Kafa Kafaya
      • Vizyon Radarı
    Film ve Dizi Haberleri, Anime ve TV Gündemi | Film Kafası
    Ana Sayfa - Derin Kafa - Long Story Short: Hiç Benzemediğim Bir Ailenin Hikayesi Nasıl Bu Kadar “Bizden” Oldu?

    Long Story Short: Hiç Benzemediğim Bir Ailenin Hikayesi Nasıl Bu Kadar “Bizden” Oldu?

    BoJack Horseman'in yaratıcısının yeni dizisi Long Story Short'u inceledim. Hiç benzemediğim Yahudi bir ailenin hikayesi, nasıl oldu da bu kadar tanıdık ve dokunaklı geldi?
    Arzu GönenArzu Gönen3 Eylül 2025 Derin Kafa
    Long Story Short İncelemesi
    Paylaş
    Facebook Twitter Reddit Telegram Pinterest LinkedIn WhatsApp

    Raphael Bob-Waksberg’in yeni bir dizi yaptığını duyduğumda, iyi olacağını biliyordum. Ne de olsa o, televizyon tarihinin en iyi işlerinden biri olan BoJack Horseman gibi bir başyapıtın arkasındaki isimdi. O melankolinin ve esprinin dâhiyane dansını yine yapacaktı, emindim. Ama bu yeni animasyon dizisi Long Story Short‘un bu kadar “benim” hikayem olacağını, karakterleriyle neredeyse hiçbir ortak noktam olmamasına rağmen onlarla bu denli derin bir bağ kuracağımı asla tahmin etmezdim.

    Kağıt Üzerindeki Farklılıklar, Kalpteki Ortaklık

    Kağıt üzerinde, Netflix’in bu yeni harikası olan Schwooper ailesiyle hiçbir alakam yok. Ben ne Yahudi’yim ne de New York’lu… Hayatımda hiç bar mitzvah töreni görmedim. Tek bir kardeşim var, onlar gibi kalabalık bir kaosun içinde büyümedim. Babamı genç yaşta kaybettim, o yüzden ebeveynlerimin birlikte yaşlanmalarına tanıklık edemedim. Yani, bir büyüteçle baksak, ortak noktadan çok farklılık buluruz.

    Ancak dizinin dehası da tam olarak burada başlıyor. Long Story Short, belirli bir kültürün veya ailenin hikayesini anlatıyor gibi görünse de, aslında en temel ve en evrensel konuya odaklanıyor: ailenin kendisi. O bir an sizi mutluluktan havalara uçuran, bir sonraki an hayal kırıklığıyla yere çakan, öfkelendiren ama ne olursa olsun sevmekten vazgeçemediğiniz o karmaşık yapı. İşte bu yüzden, Schwooper ailesinin her bir üyesinin yaşadığı her bir duyguyu, kendi hayatımdan bir anıyla eşleştirebildim.

    O Eleştirel Ama Sevgi Dolu Anne…

    Bu kişisel bağın en yoğun olduğu yer ise, Lisa Edelstein’in ödüllük bir performansla seslendirdiği anne Naomi karakteri oldu. Naomi, ne kadar yersiz veya istenmeyen olursa olsun, o eleştirel yorumlarını yapmaktan asla çekinmeyen, her şeye bir kusur bulan o yorucu ama bir o kadar da sevgi dolu anne arketipinin mükemmel bir yansıması. Onu izlerken, ekranda kendi annemin %80-85’lik bir versiyonunu gördüm sanki.

    Bir haberi annene en az tepkiyi alacak şekilde nasıl vereceğini kardeşinle saatlerce planlamanın ne demek olduğunu çok iyi bilirim. İltifatların arasına sıkıştırılmış o küçük iğnelemeleri de… Ama Naomi gibi, o eleştirel sözlerin arkasında yatan o devasa sevgiden de bir an bile şüphe etmedim. Çünkü bilirsiniz, bazen o sevgi kendini ancak böyle gösterebilir.

    Hala Vakit Varken…

    Arkadaşlarınızı ve sevgililerinizi seçebilirsiniz ama ailenizi seçemezsiniz. Long Story Short, bu basit gerçeği, hem kahkahalarla güldüren hem de kalbinizi strese sokan anlarla hatırlatıyor. Hayatın, planlarımızın tamamen tersi yönde gidebileceğini ve yas gibi zor bir zamanın bile beklenmedik olaylarla daha da ruh emici hale gelebileceğini gösteriyor.

    Her animasyon komedisi, bittiğinde size telefonunuza sarılıp ailenizi arama isteği vermez. Aslında bunu yapabilen çok az dizi vardır. İşte Long Story Short, tam da bu nadir bulunanlardan. Belki eski sevgilileri arayıp berbat anıları yad etme isteği uyandırmıyor, ama daha önce farkında olmadığınız güzel bir anıyı duymak için bile olsa o telefonu kaldırmaya değer olduğunu fısıldıyor. Çünkü hayatta sadece bir kez yaşıyoruz ve ne yazık ki, geri sarma tuşumuz yok.

    Umarım daha fazla animasyon projesi, bu diziyi örnek alarak karakterlerin sonsuza dek aynı yaşta kalmak zorunda olmadığını anlar. Çünkü karakterler bizle birlikte büyüdüğünde, onlarla kurduğumuz bağ çok daha gerçek oluyor.

    Netflix
    Paylaş: Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Telegram Reddit WhatsApp

    Benzer İçerikler

    Gişede Battı, Netflix’te Dirildi: Vin Diesel’den The Last Witch Hunter 2’ye İlk Bakış

    Yıl Olmuş 2025, Bırak Artık Bu Seri Katil Güzellemelerini Ryan Murphy!

    Sisu 2: Road to Revenge İncelemesi: Vahşet Şöleni Geri Döndü

    Yorum Yap
    Yorum Yapın Cevabı Kapat

    Son Eklenenler

    Aslan Kral Efsanesi Devam Ediyor: Yeni Film Yolda mı?

    Gişede Battı, Netflix’te Dirildi: Vin Diesel’den The Last Witch Hunter 2’ye İlk Bakış

    Prison Break Geri Dönüyor Ama Michael Scofield Geri Dönmeyecek

    Dexter’ın Karanlık Aynaları: 12 Unutulmaz Katiller Listesi (Kötüden İyiye)

    • Ana Sayfa
    • İletişim
    • Hakkımızda
    • Diziler
    • Filmler
    • Fragman TV
    © 2025 En güncel film, dizi ve anime haberleri. Kafa açan film önerileri, derinlemesine incelemeler ve kulis haberleri, en yeni fragmanlar ve daha fazlası Film Kafası'nda.

    Aramak istediğiniz kelimeyi yazın ve Enter basın. Aramadan çıkmak için Esc basın.