Netflix‘in, Jeffrey Dahmer ve Menendez Kardeşler gibi gerçek dünya canavarlarının hikayelerini anlattığı popüler antoloji serisi Monster, üçüncü sezonuyla geri dönüyor. Ve bu kez, belki de tüm zamanların en rahatsız edici ve korku sinemasına en çok “ilham vermiş” seri katillerinden birinin hikayesine odaklanıyor: Ed Gein. Monster: The Ed Gein Story adını taşıyan yeni sezonda, efsanevi katile Charlie Hunnam hayat verecek. Dizi, 3 Ekim 2025’te Netflix’te yayınlanacak.
“Plainfield Kasabı”: Ed Gein Gerçekte Kimdi?
Edward “Ed” Gein, sadece bir katil değildi; o, insan zihninin ne kadar karanlık noktalara inebileceğinin canlı bir kanıtıydı. 1900’lerin başında, Wisconsin’in Plainfield adlı küçük ve izole bir kasabasında, aşırı dindar ve baskıcı bir annenin kontrolü altında büyüdü. Ailesinin geri kalanını da kaybettikten sonra tek başına kaldığı o meşhur çiftlik evinde, insan aklının alamayacağı dehşetler biriktirmeye başladı.
1957’de bir dükkan sahibinin kaybolması üzerine polis Gein’in çiftliğine baskın yaptığında, karşılaştıkları manzara korku filmlerini aratmıyordu. Evde, yerel mezarlıklardan çıkarılmış cesetler, insan derisiyle kaplanmış mobilyalar, kafataslarından yapılmış kaseler ve en korkuncu, insan derisinden yapılmış bir “kadın kıyafeti” bulundu. Gein, iki cinayeti itiraf etse de, şizofreni teşhisiyle akıl hastanesine yatırıldı ve 1984’te orada öldü.
Korku Sinemasının Kara İlham Perisi
Ed Gein’in bu akıl almaz suçları, sadece o küçük kasabayı değil, tüm dünyayı ve özellikle de Hollywood’u sonsuza dek değiştirdi. Korku sinemasının en ikonik üç kötü karakteri, doğrudan Ed Gein’in gerçek hikayesinden doğdu:
Norman Bates (Psycho – Sapık): Robert Bloch’un yazdığı ve Alfred Hitchcock’un efsaneleştirdiği Norman Bates karakteri, ölen annesine olan saplantılı bağlılığı ve onun elbiselerini giymesiyle, doğrudan Gein’in annesiyle olan çarpık ilişkisinden esinlenmiştir.
Leatherface (The Texas Chain Saw Massacre – Teksas Katliamı): İnsan derisinden yaptığı o meşhur maskesi ve evindeki kemiklerden yapılmış mobilyalarıyla Leatherface, Gein’in o korkunç çiftlik evindeki “dekorasyon” anlayışının sinemadaki yansımasıdır.
Buffalo Bill (The Silence of the Lambs – Kuzuların Sessizliği): Kurbanlarının derilerinden bir “kadın kıyafeti” diken Buffalo Bill karakteri, birebir Gein’in en rahatsız edici eylemlerinden birinden alınmıştır.
Dizinin Yaklaşımı: Sansasyon Değil, Psikoloji
Yeni Monster sezonu, bu kanlı detayları sansasyonel bir şekilde yeniden anlatmak yerine, Gein’in psikolojisinin kökenlerine inmeyi vaat ediyor. Dizi, izole ve yalnız bir adamın, tüm korku filmlerine ilham verecek bir canavara nasıl dönüştüğünü anlamaya çalışacak. Charlie Hunnam gibi güçlü bir aktörün bu role seçilmesi de, projenin karakter odaklı ve ciddi bir drama olacağının sinyallerini veriyor.
Dizi, izleyicileri canavarların sadece doğmadığı, aynı zamanda travmalar, koşullar ve karanlıklarının filizlenmesine izin veren ortamlar tarafından “yaratıldığı” gerçeğiyle yüzleştirecek.
